Uzun ve soğuk kış gecelerinin vazgeçilmezi olan bu çorbanın adını evvela gelin bir koyalım.
Araaşı mı?
Arabaşı mı?
Sosyal medyada olsun, halk arasında olsun, çeşitli illerdeki yazışma ve konuşmalarda, sivil toplum örgütlerinin davetiyelerinde olsun adı ağırlıklı olarak arabaşı olarak geçmektedir.
Geçenlerde Mestan KARABACAK ve Osman ÜLKÜMEN hocamla bu konu hakkında uzunca bir sohbet ettik. Arablara has arabaşı diye bir çorbanın olmadığını, ayrıca Arap yemek kültüründe böyle bir çorbanın yer almadığı konusunda hem fikir olduk. Diğer bir konu Arap ülkelerinde soğuk da pek yoktur, kış da çok nadirdir, hadi çorbası her ortamda yapılabilir ama bunun hamurunu kış aylarında bile 30-35 dereceye varan sıcaklarda o zamanın şartlarında nasıl donduracaksınız bu imkansız bir şey.
Sadece bir yerde Veysel Karani yemeği diye anlatılmakta. Hz. Peygamber efendimizin Uhud’da dişleri kırılınca Veysel Karani güya tüm dişlerini çektirir, anneside rahat yiyebilsin diye böyle bir çorba-yemek yapar.
Böyle bir diş katliamını ne Veysel Karani yapar, ne peygamberimiz s.a.v izin verir, nede dinimiz onaylar, külliyen uydurma bir hikayedir.
Demekki oluyor ki; Araplara ait (arabaşı) diye ne bir çorba nede bir yemek var.
Gelelim bizim ülkemizdeki duruma.
Tarihte Anadolu’ya gelen, Karamanoğulları beyliği sınırları içerisinde yer alan , öz be öz Türkmenlerin yaptığı bir yemektir vesselam.
Bugün iç Anadolu bölgesinin tamamında;
Konya, Karaman, Niğde, Sivas, Kayseri, Yozgat, Kırşehir, Ankara , İsparta, Burdur ,Aksaray gibi şehirlerde araaşı meşhurdur. Zamanla Son elli yıldaki büyük göç hareketleriyle araaşı ülkemizin değişik coğrafyalarında bilinen ve içilen bir çorba özelliğini almıştır.
Yozgat Belediyesi 1912 yılında TSE başvurarak yöresel yemekleri olarak ARABAŞIYI tescil ettirmiştir.
Tarihte bize Karamanoğulları’na ait olan bu yemeğin gelin bizde “ARAAŞI” olarak tescilini yaptıralım. Arabaşı onların Yozgatın, Araaşıda Karaman’ın olsun derim.