KARAMAN'DA SİYASET KIZIŞIYOR

TAKİP ET

Deva Partisinden Geçinemiyoruz açıklaması Deva Partisi Karaman İl Başkanı Mustafa Burak Demirer, bugün Atatürk Parkında ' Geçinemiyoruz' afişiyle bir basın açıklaması yaptı.

  Deva Partisi Karaman İl Başkanı Mustafa Burak Demirer ve Partililer bugün Atatürk Parkında “Geçinemiyoruz” afişini açarak gazetecilere ülkenin durumu hakkında basın açıklaması yaptı.

  İl Başkanı Burak Demirer, AKP İl Başkanı Abidin Çağlayan’a seslenerek; “ Abidin Bey, hiç oğlunla konuşmuyor musun? Oğlum 10 ay önce kurdeleni kestik dükkânın, o günden bu güne ne oldu şu seramikler, o günden bugüne ne oldu şu çimento, şu demir, şu mucur fiyatları diye?” dedi.

Gözbebeğimiz Karamanımızın Saygıdeğer Basın Mensupları,
Bugünümüz ve yarınımızın teminatı, emniyet teşkilatımızın saygıdeğer üyeleri,
Demokrasi ve Atılım Partisi’nin kıymetli yöneticileri,
Teşkilat mensuplarımız, Saygıdeğer konuklarımız,
Hepinizi saygıyla, sevgiyle, muhabbetle selamlıyorum. Hepinize hoş geldiniz diyorum.
Değerli yol arkadaşlarım, Kıymetli misafirlerimiz,
Gönül isterdi ki, havalar ısınırken yaza gülen yüzlerle girebilseydik.
Gönül isterdi ki, işçimiz, çiftçimiz, esnafımız, emeklimiz mutlu olsun.
Gönül isterdi ki, kadınlar huzurlu, gençler umutlu olsun.
Sıkıntılar büyük. Ne yana dönsek arapsaçına dönmüş bir şeyler görüyoruz.
Bir yandan ülkemizin haline üzülüyoruz;
Öte yandan bu dertleri, bu sıkıntıları nasıl çözeceğiz, ona kafa yoruyoruz.
Arkadaşlar, Sevgili vatandaşlar, çok çalışmak zorundayız.
Ülkemiz, Milletimiz bugünleri aşacak İnşallah. Yeter ki, iyi yönetilsin. Yeter ki, istişareyle yönetilsin. Yeter ki gerçek demokrasiyle yönetilsin. 
Yeter ki ülkemizle ilgili isabetli kararlar alınsın.
Bu milletin akılla, bilimle, sağduyuyla çözemeyeceği hiçbir sorunu yok çok şükür. Bunu çok iyi biliyoruz, gittiğimiz her yerde bunu söylüyoruz. Biz, biz olunca çözemeyeceğimiz dert yok çok şükür. Yeter ki doğruluktan, bir olmaktan, biz olmaktan uzaklaşmayalım.

Değerli arkadaşlarım,
  Hedefimiz; ülkemizi hiç kimsenin dışlanmadığı, hiçbir fikrin ötelenmediği bir ülke yapmaktır. Ülkemizin güçlenmesinin parolası, herkesin özgürce konuşabilmesidir.
Fakat ne yazık ki, bugün hak ve özgürlükler konusunda çok ciddi sorunlar yaşıyoruz. Bu ülkenin, memleketin, vatandaşların sorunlarını konuşmak bile ötekileştirilmeye yetiyor. 
İnsanlarımız hayatın içinde yaşadığı sorunları çevrelerine, sosyal medya yoluyla diğer vatandaşlara anlatınca sanki birilerinin huzuru kaçıyor. 

  Hemen ellerindeki iktidar gücünü sopa gibi kullanıp konuşanları cezalandırmaya çalışıyorlar. Cezalarla korkutmaya çalışıyorlar. 

Konuşmanın suç olduğunu millete kabul ettirmeye çalışıyorlar.

  Saygıdeğer vatandaşlar, biz kanunların bize tanımladığı ölçüler içinde elimizden geldiğince, dilimiz döndüğünce ülkemizin sorunlarını, vatandaşlarımızın talep ve önerilerini dile getirmeye, sizlere iletmeye çalışıyoruz. 

  Bizim böyle ucuz tehditlerle uğraşacak ne zamanımız var, ne de onlar korkacak bir geçmişimiz var. Açıkça söylüyoruz, biz her gün sokakta, vatandaşlarımızla birlikte, siyasetten önce neredeysek yine aynı yerlerdeyiz. 

  Milletten kaçan, milletle konuşmaktan çekinen, sorun deyince sinirlerini yönetemeyen sizlersizin Ey İktidar. Alın size İsmet paşa caddesi, durdurun önünüze gelen ilk 10 kişiyi, sorun yaşadığı hayattan mutlu olup olmadığını, gelecek ümidini, iktidarın nasıl eridiğini, insanların seçimlerde iktidara nasıl tepkili olacağını kendi gözünüzle görün, kulağınızla duyun. Artık bu iş bitti arkadaşlar! İktidar değişimi ilk seçimde inşallah.

  Kıymetli Arkadaşlar, Hazır kameralar da buradayken hadi biraz dertleşelim sizinle.
Bakın,

  Bu elimde gördüğünüz 200 TL Bugün ülkemizin içinde bulunduğu toplumsal ve ekonomik krizin en önemli sebebi olan Başkanlık Sistemi Referandumunun olduğu gün, 16 Nisan 2017’de kaç dolardı biliyor musunuz? Tam 55 Dolar.. Peki, bu 200 TL ile kaç gram altın alınıyordu? Tam 1.30 gram.
Peki, arkadaşlar bugün durum ne? Bugün - 3 Haziran 2022. 
1 dolar olmuş 16.50. 1 gram altın olmuş 990 Lira.
Bu 200 TL ile kaç dolar alıyoruz peki? 

  12 dolardan biraz fazla. Kaç gram altın alıyoruz peki? 0,20 gram.
Arkadaşlar eridi eridi. Paramız, gıcır gıcır paramız, ilmek ilmek işlediğimiz ekonomimiz eridi gitti. Hepimizin hayalleri, hepimizin umutları, hepimizin yarınları eridi bitti. Yazık arkadaşlar. Gerçekten yazık.

  Arkadaşlar dövizdeki artış ilk nereyi vuruyor. Dolar artarken koştura koştura artan, düşerken düşmeyi unutan mazot ve benzin ikilisini. 
Birkaç gün önce internette bir video dolaşmaya başladı. Görmüşsünüz Yozgat’lı teyzeyi. Kapıya çıkmıyacauk diyordu. İnsanlarımız evlerinden işlerine giderken, annelerine babalarına giderken, tatil gelince memleketlerine-köylerine giderken kocaman bir sorunla karşılaşıyorlar. 

  Resmen bir servet ödemek zorunda kalıyorlar. Bir depo 1600-1700 tl’ye dolar mı? 
Bir insan koca 10 gün 1 depo mazota çalışır mı? Düşünün 10 gün çalışıyorsunuz, ailenizle buradan Ankara’ya gidip geliyorsunuz, bitti. 

  Ya arkadaşlar bu artık dayanılacak bir seviyede değil. Lütfen bunu artık görün. Mazot fiyatları her şeyin fiyatını etkiliyor. 

  Karamana dışarıda üretilen ne geliyorsa tırla, kamyonla, mazotla geliyor. Her şeyin fiyatını arttıran en önemli 3 şeyden biri bu. Ulaşım maliyetleri arkadaşlar. 
Bu yangını görün artık. Kimsenin dayanacak vallahi billahi gücü kalmadı.
İktidara, onun küçük ortağına, küçüğünün de küçüğüne soruyoruz? 

Var mı kardeşim çözümünüz? YOK. 
Var mı arkadaşlar bir açıklamanız? YOK. 
Ee bundan sonrasında ne olacak? 


Bilmem, onların mazotu, benzini doları varsa bizim reisimiz var. 
Arkadaşlar bırakın artık şu zırvalıkları. Çözün kardeşim vatandaşın sorununu. 
Millet arabasına korkarak biner olmuş, sanayiye korkarak gider olmuş, 
Normal bir periyodik bakıma bile küçük bir servet ödenir olmuş.
Ulaşım bir ihtiyaç kardeşim. Zenginliğin göstergesi değil!
Geçinemiyoruz! Duyun artık milletin sesini!

Sevgili kardeşlerim, abilerim, ablalarım;
Bakın bugün 15-20 yıllık bir ev 700-800 bin tl olmuş. 1+1 bir apart 450-500bin TL’ye satılır olmuş. Ev almaktan vazgeçtik, kiralayalım başımızı sokacak kadar bir yer, sıradan bir ev kirası 2000-2500 liradan aşağı bulunamaz olmuş. Bir dükkân kirası 6-7 bin liradan aşağı bulunamaz olmuş.

  Sözleşmesi bitmesi yaklaşan kiracı gece uykularını terkeder hale gelmiş. ev sahibinin oturmaya devam edeceksen yeni kira bu, oturacaksan otur, oturmayacaksan bu tarihte boşalt müşteri hazır tepkisini duyar olmuş. Arkadaş bu nedir ya? Siz bu gidişin hesabını vermeyeceğinizi mi düşünüyorsunuz? 

  Bunca vatandaşın bu sıkıntısını görmeyerek mi çözeceksiniz ey iktidar? 
Bugün öğrenciler, memurlar, yeni evliler, işçiler, dar gelirliler ev bulamıyor, apart bulamıyor, yurt bulamıyor. 

  Hiç sormuyor musunuz kendinize, ne ara bu ülkeyi bu hale getirdik diye? Evlerin maliyetleri niye artıyor hiç araştırmıyor musunuz? 

  Abidin Bey, hiç oğlunla konuşmuyor musun oğlum 10 ay önce kurdeleni kestik dükkânın, o günden bu güne ne oldu şu seramikler, o günden bugüne ne oldu şu çimento, şu demir, şu mucur fiyatları diye? 

  Yoksa sizde hayat pahalılığını evde konuşmadan mı çözenlerden misiniz? 
Arsa fiyatları uçmuş gitmiş, ev fiyatları uçmuş gitmiş, inşaat maliyetleri fırlamış, banka faizleri almış başını gitmiş, bizim derdimiz ne? 
Sulusuna şunu yaptık, kurusuna bunu yaptık. Yazık arkadaş yazık.

Arkadaşlar, Marketlerde ruh sağlığımız bozulur oldu. 
Pazar yerleri resmen yangın yeri. 
  Asgari ücretle çalışan bir vatandaşın karnını doyurmak için kazandığı paranın kaçta kaçını temel tüketim malzemelerine vermesi gerekiyor biliyor musunuz? Evi kendininse, iş yeri evinin yürüyüş mesafesindeyse en az %75i. 
Değilse, Evliyse, he de birde çocukları varsa Allah yar ve yardımcısı olsun.
Pazarın bir ucundan girip diğer ucundan çıkana kadar onlarca şaşkın yüz ifadesi, yüzlerce “abow” sesi duyuyorsunuz. 
Bu bizi yönetenler hiç pazara çıkmıyor herhalde ya. 
Çıkamazlar tabi, hangi yüzle çıkacaklar ki. 
Çok merak ediyorum, bunlar karnını neyle doyuruyor? Herhalde bizim gibi domates, biber, marul, soğan yemiyorlar?

Bunların evlerinde lamba bile yanmıyor herhalde. 
Yansa o eve bir elektrik faturası gelir di mi? Hepimizin evine geldiği gibi. 
Kışın doğalgaz faturası gelir dimi, Yok arkadaş. 
Daha iki gün önce %25 elektrik zammı, %30 doğalgaz zammı gelirken bunları pas geçtiler herhalde. Zam bir tek bizim ekibe geliyor olamaz değil mi? 
Bunlar niye kafalarını kuma gömüyor o zaman?
Niye sormuyorlar kardeşim bu zam da neyin nesi diye?
Bunların çevresinde hiç mi yok yeni evlenen bir çift ya? Hiç mi yok beyaz eşya, televizyon halı, perde, mobilya alacak gençler? Salon tutacak çiftler? 
Hep mi bizim çevremizde düğün yapacak gençler? 
Baksanıza çıkıp sormuyorlar, sesleri saraya gitmiyor sanırım. Halktan kopmuşlar arkadaşlar. Milletten uzaklaşmışlar.
Çözüm ne mi arkadaşlar. Çözümün 2 yolu var. 
Birinci yol, Hemen Bugün İstifa edin.
 
  Ey iktidar! Ülkeyi seçime götürün. Bu tek adam rejimi olmuş mu, olmamış mı, milletimize refah mı getirmiş, dert mi getirmiş soralım, sonucu hep beraber görelim. Koltuğa, makama bu kadar zaafınız olmasın arkadaş. 
Ülkenin her yerini kapkara ekonomik kriz bulutu kaplamış. Her yer toz duman olmuş.
Bir siz görmüyorsunuz! Ama bunu unutmayın! Yazın bir kenara! Bu seçim gidiyorsunuz!
Geçinemiyoruz Arkadaş! Bunun bedeli mutlak değişim!

Saygıdeğer Karamanlı hemşerilerim;

  Saray yapımı krizin bedelini bu millet ödemek zorunda değil. Biz ödemek zorunda değiliz. Şu mantıktan uzak durumun içinde bu milleti kurtarmanın en önemli adımı bu. 
Bizi yönetenlerin en kısa sürede değişmesi. Çünkü yapamıyorlar, başaramıyorlar.
Milletimizin artık dayanacak gücü kalmadı. Kime gidersek gidelim, duyduğumuz tek söz “Başkanım, artık bıçak kemiğe dayandı.”

Gidecekler arkadaşlar! İnşallah tez zamanda seçim geliyor!
  2 yol var demiştik, İkinci yol; Âmâsız, Fakatsız Tam ve bağımsız demokrasi! Herkese eşit hukuk ve adalet. Etkin planlama ve sürekli denetim. Geleceğimizi, gençlerimizi düşünerek atılmış adımlar. 

  Biliyoruz bunlar sizin için çok zor. Bunları yapmanız için birçok şeyi, sıfırdan almanız lazım. İlkelerinizin, yönetimde değerlerinizin olması lazım. Eşitlik odaklı çalışmanız lazım. Koca ülkeyi bu mantıkla, şimdiki mantığınızla yönetemezsiniz. Bunu unutmayın, siz çok değiştiniz, iktidar gücü sizi önce sarhoş etmişti, görüyoruz ki artık müptezel olmuşsunuz. Maalesef toparlayamıyorsunuz.

Değerli arkadaşlarım,
Gelin, tam demokrasinin bayrağını hep beraber taşıyalım.
Gelin, hep beraber kazanalım. Türkiye olarak kazanalım.
Biz milletimizin vicdanına güveniyoruz.
Biz milletimizin iradesine güveniyoruz.
Bizim yerimiz belli, yurdumuz belli.
Bakın biz neredeyiz biliyor musunuz?
Biz nerede miyiz? Bilmeyenler için bir konum atalım:
Biz; çocuğuna harçlık veremeyen fabrika işçilerinin yanındayız.
 
  Biz; kekin, çikolatanın, gofretin, bisküvinin başkentinde torunlarına bir ağız tatlandırma çikolata almak isteyip de alamayan dedelerin, ninelerin, emeklinin yanındayız.
Biz; aylık 2.500 lira maaşla, temel gıda ihtiyaçlarını dahi karşılayamayan emeklilerimizin, engellilerimizin, yaşlılarımızın yanındayız.
Biz; açlık sınırının altında asgari ücretle geçinmeye çalışan işçilerimizin yanındayız.
Biz; hayat pahalılığı karşısında inim inim inleyen dar gelirli, asgari ücretli vatandaşlarımızın yanındayız.
Biz; dükkânında masraf olmasın diye elektriğini açamayan, sattığı malı yerine koyamayan esnafımızın yanındayız.
Biz; gübre, mazot, tohum, elektrik fiyatları altında ezilen çiftçilerimizin yanındayız.
Biz; her gün canını dişine takarak ekmeğinin peşinde koşan kurye arkadaşlarımın yanındayız.
Biz; kendilerine “çıkart telefonunu” denilen, yarınlarını başka ülkelerde aramaya başlayan gençlerin yanındayız.
Biz; cep yakan fiyatlar yüzünden, yemekhanede günde tek öğünle karnını doyurmaya çalışan, bayramda ailesinin yanına gidemeyen öğrencilerin yanındayız.
Biz; beraat ettikleri halde hakları iade edilmeyen KHK’lıların yanındayız.
Ayrımcılığa uğrayan, kendisini ikinci sınıf hisseden, hor görülen tüm vatandaşlarımızın yanındayız.

Bizim konumumuz budur, koordinatlarımız budur.

Nerede olduğumuzu görmek isteyenleri işte buraya, bu konuma davet ediyoruz.
Bizim yerimiz; 84 milyonun yanıdır.

  Ülkemizin sorunları çok büyük arkadaşlar. Bunları saymaya çalışsak burdan taa Kale’ye kadar konuşuruz, yol yine yetmez.. Tane tane açıklasak, Kılbasan’a kadar gitmemiz gerekir.. Saatler sürer yani..

  Bunca sorunla hepimizin hayatı içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Peki biz ne mi yapıyoruz?
Yüzlerce maddelik eylem planlarıyla her alanda çözümlerimizi ortaya koyuyoruz.
Bakın, tarımla başladık, afet yönetimi ile devam ettik. Sosyal politikalar eylem planımızı açıkladık. Dijital dönüşümü açıkladık. Ekonomi, finans ve istihdam eylem planımızı açıkladı. Yerel yönetimler ve şehircilik eylem planımızı açıkladık. Yükseköğretim ile ilgili eylem planımızı açıkladık. Kanayan bir yara vardı, KHK mağduriyetlerini gidermek için bir eylem planı ortaya koyduk.

  Dün Bolu’da bir yaylada doğa hakları ve çevre eylem planımızı açıkladık.
Hemen haziranın ortasında yargı reformu eylem planımızı ortaya koyacağız.
Arkasından sağlık eylem planımız geliyor, gençlik eylem planımız geliyor...
Tıkır tıkır tıkır çalışıyoruz. Durmadan çalışıyoruz. Sürekli sahadayız.
Biz siyaseti sadece laf üretmek olarak görmüyoruz. Biz siyasetin iş üretmek olduğunu biliyoruz. Biz siyasetin çözüm üretmek olduğunu biliyoruz.
Bunun için bu eylem planlarına çok önem veriyoruz. Gittiğimiz her yerde açıp gösteriyoruz, anlatıyoruz, tartışıyoruz, varsa eklenmesi gereken düzeltilmesi gereken bir yer, not alıyoruz, ilgili genel başkan yardımcımıza hemen iletiyoruz. Plan programlarımızı sürekli tartışmaya-geliştirmeye açık görüyoruz.
Genel Merkezimizle, İl Yönetimlerimizle, İlçe Yönetimlerimizle, Mahalle/Köy Teşkilatlarımızla, Eylem Planlarımızla, biz hazırız arkadaşlar. 
 
Biz hazırız, DEVA Parti’si hazır.

Bakın arkadaşlar.
Türkiye’nin tek çıkış yolu var.
  Bu çıkışın adı; Değişimdir. Bu çıkışın adı; DEVA Partisi’dir. Biziz!
Tam da bu noktada, Atatürk Meydanı’ndan, bir zamanlar Erdoğan’a güvenip oylarını kendisinden esirgemeyen, Ak Partili vatandaşlarımıza sesleniyorum. Bahçeli’ye güvenip oylarını kendisinden esirgemeyen, MHP’li dostlarımıza sesleniyorum.
Değerli kardeşlerim;
Sayın Erdoğan’ın ve Bahçeli’nin artık yazacak yeni bir hikâyesinin kalmadığını en iyi sizler biliyorsunuz.

  Sizler bu ülkede her türlü haksızlıklara göğüs germiş insanlarsınız.
Biz sizin haktan, hukuktan asla vazgeçmeyeceğinizi gayet iyi biliyoruz.
Bunca adaletsizliği sineye çekemediğinizi de biliyoruz.
Sizlerin, yoksullaşmaya layık olmadığınızı da biliyoruz.
Değerli kardeşlerim,
Bu çaresizliğe mahkûm değilsiniz.
Gelin hakkı, adaleti, huzuru herkes için hep birlikte isteyelim.
Gelin bu millete hep beraber umut olalım.
Sokakta herkes seçimi bekliyor. Herkes artık bir değişim olsun istiyor.
Gelin, DEVA Partisi’nde hepimize yetecek söz var, hepimize gelecek var.
Biz hep birlikte dinleyerek, öğrenerek, genişleyerek yolumuza devam edeceğiz.
Ve ben bugün buradan tekrar ilan ediyorum:
Kapımız tertemiz vatandaşlarımıza ardına kadar açık!
Karaman DEVA Partisi diyecek, tüm Türkiye DEVA Partisi diyecek.
Çünkü biz ne diyoruz?
Demokrasi!
Atılım!
Derhal!
Bugün! Arkadaşlar…
Demokrasi!
Atılım!
Derhal!
Bugün!
Hepinizi saygıyla, sevgiyle, muhabbetle selamlıyorum. Sağ olun, var olun.